4 Kasım 2015 Çarşamba

BU “CADDELER” BU “SOKAKLAR” BİZİM Mİ?..

BU “CADDELER” BU “SOKAKLAR” BİZİM Mİ?..


 “…Caddelerde gezerken, başınızı yukarı kaldırıp tabelalara baktığınızda görürsünüz ki, isimlerin yüzde 70’i yabancı sözcüklerden seçilmiş. Açıyı iyi ayarlayıp bunlardan birinin önünde bir fotoğraf çektirseniz, çevrenizdekilere de ‘Bakın bu falanca ülke ziyaretim sırasında çekilmiş bir resmimdir’ deseniz, emin olun ki inanırlar.  İnsan bazen hangi ülkede yaşadığını anlayamıyor.” 
(Arzu Kök-Kültür Çağlayanı Dergisi; S. 29, s. 35)
        
Saygıdeğer Okuyucularımız!..
“Hayrettin İvgin” hocamızın “Sahibi” bulunduğu, “Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Erhan İvgin”in olduğu “Kültür Çağlayanı Dergisi”nin 2014 yılına ait son sayısında, yukarıya “serlevha” olarak aldığımız sözleri ile Sn. “Arzu Kök”, son yıllarda ülkemizin âdeta dört bir yanını kangren gibi sarmış bulunan bir illete (yabancı dil ile işyeri tabelâsı ve ürün tanıtma/yazma hastalığına) dikkat çekmiştir…   

Kök, “Etkili ve yetkililer”in yılda bir kere, o da “Dil Bayramı” denilen bir zaman diliminde, topu topu bir haftalık bir süre içerisinde ele aldıkları, geri kalan 51 haftalık zaman diliminde ise bir daha da kolaylıkla hâtırlamadıkları bir konuda oldukça çarpıcı bir ifâdede bulunmuştur: Yabancı dille yazılmış böyle bir tabelânın önünde resim çektirilmesi meselesi…    Bu tespit bizi, aşağıdaki mısralarda okuyacağınız düşüncelere sevk etti, diyor ve Siz Saygıdeğer Okuyucularımızı bu şiirimizle başbaşa bırakıyoruz…
Kalbî sevgi ve saygılarımızla… 
        
    = = =  * = = = 

Bu “caddeler”, bu “sokaklar” bizim mi?
Kâhı “Londra”, kâhı “Paris”, “Washington”;
Bu “hastalık”, yoksa başka bir “…izm” mi?..
“Dil”im bitmiş, “Türkçe” gitmiş “Thend-Son”;
“AB” ile bu da başka “çözüm” mü?..

Bu “caddeler”, bu “sokaklar” yabancı; 
“Tabelâ”yı, okuması bir sancı; 
“Yazdıran”ın, tek “para”ya inancı…
“Dil”im bitmiş, “Türkçe” gitmiş “Thend-Son”;
“Bağla” desem, “Neyi?” sorar her hancı…

Bu “caddeler”, bu “sokaklar” el bize; 
“Dil” giderse, “ülke” gelir hep dize; 
“İmdat!..” desen, kimse bakmaz hiç size…
“Dil”im bitmiş, “Türkçe” gitmiş “Thend-Son”;
Bilmem nasıl, bakarız biz yüz-yüze…

Bu “caddeler”, bu “sokaklar” bi soğuk; 
“Yıl boyunca” fırtınalı her ufuk; 
“Rasatçı”dan, bulamadım tevâfuk…
“Dil”im bitmiş, “Türkçe” gitmiş “Thend-Son”;
“Horoz” kesmiş, “bizim kümeste” tavuk…

Bu “caddeler”, bu “sokaklar” işgâlde; 
“Nine”m şaşkın, bakma bana be vâlde; 
“AVM’ler”, daha berbat bir hâlde…
“Dil”im bitmiş, “Türkçe” gitmiş “Thend-Son”;

Ali Kayıkçı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder